MARMARA DENİZİ İÇİN UYARI: YILLARDIR YÜKSEK KİRLİLİK BASKISI ALTINDA
-Havalar ısınırken denizde yüzenler kirlilikten endişe duyarken, uzmanlar Marmara Denizi için uyarıda bulundu. Burgazada sahilinde deniz yüzeyindeki yosun birikintileri, yosunların üzerinde biriken çöpler ve deniz yüzeyindeki yağ benzeri doku kirli bir görüntü oluşturmuştur. İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cem Gazioğlu ise, “Marmara çevresinde büyük bir nüfus var. Bu nüfus çok verimli bir nüfus, daha verimli bir denizden bahsediyoruz.” Türkiye’den daha çok sanayi tesisiyle çevrili, deniz ulaşımına açık, yıllardır yoğun kirlilik baskısı altında.” söz konusu. Gazioğlu, “Özellikle Marmara Denizi çok kirli bir deniz. Yani özellikle körfezler insan etkisi altında olduğu için kirli bir deniz olarak kabul edebiliriz.” Vatandaşlar ise deniz yüzeyindeki yosun birikintilerinden, çöp ve yağ tabakasından şikayetçi.
Havaların ısınmasıyla deniz dönemi açıldı. 2021 yılında Marmara Denizi’nde ortaya çıkan kirlilik müsilaj sorununu da beraberinde getirdi. Bu gelişmelerin ardından artık Marmara Denizi’ne yüzen vatandaşlar denizin saflığından şüphe duyuyor. Öte yandan iskele ve restoranların bulunduğu Burgazada’da plajda deniz yüzeyindeki kahverengi yosun birikintileri ve su yüzeyindeki yağ benzeri yapı kirli bir görüntü oluşturdu. Mahalle sakinleri ve esnaf da sahildeki kirlilikten rahatsız olduklarını ifade etti. İBB’ye bağlı grupların yosun birikintilerinin bir kısmını ağlar yardımıyla topladıkları görüldü.
İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletme Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cem Gazioğlu, “Özellikle Marmara Denizi çok kirli bir deniz. Yani özellikle körfezler çok kirli olduğu için kirli bir deniz olarak değerlendirebiliriz.” insanların etkisi altındadır.Ancak genel olarak baktığınızda şu sonuca varıyoruz.Ancak özel olarak baktığınızda insanın dinlenme imkanı sağlayan alanlar da var.Denizi kirli demek mantıklı değil ve insan kullanımından kaldırın ama özellikle tüm denizler kirlilik açısından yüksek ortalamaya sahip.Ancak bazı bölgeler insanların yararına açık olmaya devam edecek.Artık öncelikli olarak bu mavi bayrak kriterlerinden bahsedebiliriz.Biliyorsunuz , Türkiye bu yıl dünyanın 3. büyük ülkesi oldu.Mavi bayrak sahibi ülke oldu.Marmara’da mavi bayrağa sahip işletme,bölge,belediyeler varsa insanlar buradan rahatlıkla faydalanabilir.Bunun dışında biliyoruz ki İstanbul’a yakın bölgelerde bazı kıyı bölgeleri önemli tedbirler alarak insanların kullanımına imkan sağlamıştır. Onlardan yararlanabilirler. Ancak yerel olarak izin vermek, bunun çok gerçek olacağını düşünmüyorum. Çünkü bu kirlilik bölgeleri zamanla değişebiliyor” dedi.
“ARITMA TESİSLERİNİN DAHA UYGUN ÇALIŞMASI GEREKİYOR”
prof. Cem Gazioğlu, “Marmara çevresinde büyük bir nüfus var. Bu nüfus çok verimli bir nüfus, yani Türkiye’den daha verimli, birçok sanayi tesisiyle çevrili, deniz ulaşımına açık bir denizden bahsediyoruz. Yıllardır ağır kirlilik baskısı altında.Biliyorsunuz geçen yılki müsilajdan sonra Marmara Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından sit alanı ilan edildi.Önemli önlemler alındı.Bu önlemler artırılmalı ve devam etmeli,bunlar Merkezi yönetim ve yerel yönetimler tedbirlere sıkı sıkıya uymalı, bunun için artık merkezi yönetim bir karar alıyor, “Bu karar yerele de iletilmelidir. Bunlar yerel olarak da takip edilmelidir. Arıtma tesislerinin daha düzgün işletilmesi gerekiyor. Oradaki temel sorun şu. Arıtma tesisleri çok fazla güç çeken yapılardır. Çevre Bakanlığı da orada önemli bir güç üssü sağlıyor, ancak bazı alanlarda bu yetersiz kalabiliyor. Bunun biraz daha sıkılaştırılması ve yoğun talep edilmesi gerekiyor. dedi.
“MARMARA KİRLİLİK AÇISINDAN ZOR”
Gazioğlu, “Elbette artık bir gerçek var. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi büyük bir müsilaj kütlesi ortadan kalktığı için insanlar bazı şeylerin düzeldiğini düşünebilir. Ancak genel olarak Marmara’da ciddi bir kirlilik sorunu var. .Marmara Denizimizin ortalaması kirlilik açısından problemli.Oksijen açısından da bazen sıkıntılı bir deniziz.Bu yüzden onu bir şekilde güzelleştirecek faaliyetlere devam etmek zorundayız.Demek istediğim, 1 sene yaptık bitmedi yani 10 seneyi 20 seneyi kapsayan bir politika ile bunu yapmamız lazım geçen sene başladığımızı düşünüyoruz o açıdan önemli bu kanıksanmış ve biliyoruz geliştirilecek, çünkü geliştiriliyor.Eski üretim mantığıyla devam etmek söz meselesi değil.Dünya da değişiyor.Bizim de değişmemiz gerekiyor.Sanayicilerimizin de buna ayak uydurması gerekiyor maalesef. , artık tek gerçek üretim değil.Çevreye duyarlı üretim kısmına geçiş İşletmelerin daha fazla talep görmek istiyorlarsa gerekli önlemleri almaları artık normal. Bu konuda herkese görev düşüyor. Bu anlamda o görevleri yerine getirmek zorundadırlar. Bu normaldir, sadece iş bazında değil bireysel olarak yapılması gereken faaliyetler de vardır. Yani her bireyin çevreye duyarlı bir şekilde bu hizmetlerden yararlanması gerekmektedir. Yani bireyden başlayıp toplumun geneline doğru bir söz akışı olması lazım” dedi.
“MÜŞTERİ BİLE ŞİKAYETÇİ DURUMDA” Burgazada’da yaşayan esnaf Ramazan Genç, “Adamızda bir kaç gündür bu kirlilik var. Teknelerin ortası. Balıkçı teknelerinden, gemilerden pis yağ akıyor. Çok şikayet var.” .Bir koku var.Herkes bundan şikayetçi.Oturan müşteriler bile şikayetçi.Burada da denize girilebiliyor ama belediye buna karışmıyor.
“KİMSE DENİZE ÇIKAMIYOR”
Sahilde vakit geçiren Hakkı Alkan Iğdır, “Aslında içeri girmiyorum. Sadece oturup çayımı kahvemi içiyorum. Her şey belli ki kirli. Aslında görüyorsunuz. Öyle değil. Herkesin çocuğu var. . Kimse giremez bak orası resmen boş. Dolu olması lazımdı. “Eskiden böyle değildi. Temizdi. Kerem Talha Kılınçkaya ise, “2 gün önce Florya’da denize gittik, temizdi. Burası temiz ama buradaki girişler biraz kirli ama gerisi çok temiz.” dedi.