İngiliz Parlamentosu’nun Lordlar Kamarası tarafından hazırlanan bir raporda, İngiliz ordusunun Rusya ile potansiyel bir çatışmaya ‘hazırlıksız‘ olduğu sonucuna varıldı. Bundan önceki raporlarda da ordunun mali eksikliğine vurgu yapılmıştı.
İkinci Dünya Savaşı’na kadar dünyanın en büyük imparatorluklarından biri olan İngiltere, savaştan itibaren orduda küçülmeye gitmeye başladı. 1980’lerde 163 bin kişilik ordu sayısı bugün 72 bin kişiye kadar düştü. Profesyonel askerlik politikasını benimseyen ülke ‘ileri seviye teknoloji kullanımı‘ ve az personel ile kasıtlı bir şekilde sayısını düşürdü.
Askerliğe olan ilginin günden güne azalması nedeniyle bu sayının 50 bine düşmesi de bekleniyor.
Yalnızca teknoloji savaş kazandırmıyor
Parlamentoya sunulan raporda, Ukrayna’daki savaşın teknolojinin savaşı hızla sona erdirebilecek sihirli bir çözüm olmadığını gösterdiği vurgulandı. Büyük bir kuvvet sayısının hala önemli olduğu belirtilirken, insansız hava araçları ve elektronik harp kullanımına rağmen, ‘küçük, yalın ve butik kuvvetlere’ sahip olan tarafların zamanla bu kuvvetlerin ‘paramparça olacağını‘ göreceği ifade edildi.
‘Büyük bir savaş durumunda çok küçük ve yetersiz’
Komite, Birleşik Krallık’ın iyi eğitilmiş ve donanımlı bir kuvvete sahip olduğunu, ancak bu kuvvetin Ukrayna’daki gibi büyük ve uzun süreli çatışmalar için ‘çok küçük ve yetersiz‘ olduğunu belirtti. Ukrayna’daki çatışma 2022’de başladığından bu yana, hiçbir İngiliz hükümeti orduyu yeniden büyütmeyi planladığını duyurmadı. Ancak askeri ve siyasi yetkililer, ülkenin silahlı kuvvetlerinden giderek daha büyük taleplerde bulunmaya devam etti.
Eski Genelkurmay Başkanı Patrick Sanders, 2022’de askerleri ‘yeniden Avrupa’da savaşmaya’ hazırlanmaları konusunda uyardı ve eski Savunma Bakanı Grant Shapps, bu yıl İngiltere’nin önümüzdeki beş yıl içinde ‘Rusya, Çin, İran ve Kuzey Kore’ye karşı savaşa hazır olması‘ gerektiğini söylemişti.
Tank ve top mermisi sayısı da sınırlı seviyede
Asker sayısındaki yetersizliğin yanı sıra, İngiliz ordusunun şu anda 1980’lerin başındaki ana muharebe tanklarının sadece beşte birine sahip olduğu ve emekli General Rupert Jones’a göre, stoklarında bir günlük top mermisi bile bulunmadığı ifade ediliyor.
Geçen yılın başlarında üst düzey bir ABD generali dönemin Başbakanı Rishi Sunak’a Washington’un İngiltere’yi ‘zorlukla ikinci kademe‘ bir askeri güç olarak gördüğünü ve İngiltere’nin statüsünün Almanya veya İtalya’ya daha yakın olduğunu, ABD, Rusya, Çin veya Fransa gibi ‘birinci kademe’ güçlerden uzaklaştığını belirtmişti.
‘Yüksek yoğunluklu bir savaşa kesinlikle hazır değiliz’
Haziran ayında, Avam Kamarası Savunma Komitesi tarafından hazırlanan bir raporda, İngiltere’nin silahlı kuvvetlerinin ‘sürekli olarak fazla zorlandığı‘ ve ‘yüksek yoğunluklu’ bir savaşa hazırlıklı olmadığı tespit edildi. Birleşik Krallık şu anda savunmaya GSYİH’sının yaklaşık yüzde 2.3’ünü harcıyor. Bu NATO’nun yüzde 2’lik zorunlu hedefinin üzerinde, ancak Sunak’ın bu yılın başlarında belirlediği yüzde 2.5 hedefine ulaşmak için yetersiz kalıyor.
Sunak’ın halefi Keir Starmer bu hedefe ulaşma sözü verse de ancak perşembe günkü rapor, bu artışın ‘savunma harcamalarında uygun bir artış’ olmayabileceği ve enflasyon tarafından etkisiz hale getirilebileceği uyarısında bulundu.
